Her Kim'e

Gel isterim. Gel isterim aslında. Başka da bir şey istemem hatta. Ne zaman istersen o zaman gel. Ben nasılsa buradayım. Gelince sana ne içmek istersin diye sorarım. Niye geldin diye hiç sormam. Acı bir kahve yaparım istersen, ya da tatlı. Kararsızsan papatya demlerim sana. Ben de kararsızsam ada çayı, bizim köyünkinden. Niye geldin diye hiç sormam. Bilirim sebebi vardır gelişinin elbet. Ama sormam. İçinin boşluklarını, kirini, pasını, güneş görmemiş köşelerini hiç sormam. Çaydanlığı tam ortamıza koyarım, kurtarıcıdır. Bakmak istemezsen kimseye, gözlerin yorulmuşsa kaçmaktan, çaydanlığa bakarsın. Bak nasıl kurtarıcıdır. Ellerinin arasında bir küçük güneş gibi tutarsın bardağı, soğuktur dışarısı. Öylece susarız birlikte. Çaydanlığa bakarız. Hiçbir şey sormam sana. Anlatırsan dinlerim. Ne anlatsan dinlerim. Anlatırsan anlarım da. Susarız sonra. 

“Her şey iyi olacak.” derim ben sana. 

“Nereden biliyorsun?” dersin.

“Bilmiyorum ki.” derim. “Hiç bilmiyorum hem de.”

“Eee?” der gibi sorgulayan gözlerle bakarsın bana. 

“İnanıyorum.” derim. Sonra yine susarız. Derin derin düşüncelere dalarsın, elindeki neredeyse dolu bardağı unutursun. Soğumuş bardağı alıp yeni, sıcacık bir küçük güneş tutuştururum eline usulca. Öylece otururuz sessiz sessiz. İçimizin gürültüsü patırtısı hiç çıkmaz dışarı. 

Neden sonra camın ardındaki sokak lambası yanıverir sarı sarı. Birden fark edersin, hava adamakıllı kararmıştır. Dalgın bir telaş içinde toparlanırsın. Sen çıkarken kapıdan “Yine gel.” derim. “Yine beklerim, kapı açık.”

Yorumlar

Popüler Yayınlar