ONUN ADI HYPATIA

  Bir kadın düşünün. Bundan yaklaşık 1620 yıl önce yaşamış. Yaşadığı coğrafyada kadınların hiçbir söz hakkı yokken ortaya çıkmış. Tüm karanlık düşüncelere, bağnaz inançlara rağmen kendini sadece bilimin kollarına bırakmış. Gözünü kan bürümüş iki kutup arasında kendini ateşe atmış. Bir taraf yüzyıllardır süregelen ve Roma’nın büyük bir kısmına hakim olan Pagan inancını savunurken; diğer tarafta henüz Roma Tarihi için yeni sayılan Hristiyanlığın kılıcını sallamış. Ama o insanlara sadece “düşünün, beyninizi kullanın” demiş. Görenleri hayran bırakan güzelliğine hiç aldırış etmemiş. Gerçek güzelliğin, daimi mutluluğun ruhsal ve zihinsel donanım olduğuna inanmış. Hiçbir makam mevki istememiş. Ne siyasi oyunlara alet olmuş ne de zengin tüccarların kapısına minnet etmiş. Sadece sorgulamış, yorumlamış ve hayatın anlamını kavramaya çalışmış. 

   Onun adı Hypatia… İskenderiyeli astronom ve matematikçi Theon’un kızı. Bilimi ve zarafeti kadar güzelliğiyle de insanları büyüleyen kadın. Filozof ve matematikçi. 

   İskenderiye’de verdiği derslere dünyanın farklı noktalarından birçok düşünür ve bilim insanı katıldı. Ünlü filozof Synesius ve Herakles de Hypatia’nın öğrencileriydi ve onların bu denli büyük düşünürler olmasında Hypatia’nın katkıları çok büyüktü. Hatta hocası Hypatia’ya karşı büyük bir aşk barındıran Synesius’un ilanı aşklarını içeren parşömenler günümüze kadar ulaşmıştır. 

   Hypatia’nın felsefi yaklaşımı klasik akımın tersine daha yaratıcı ve araştırmacı temellere dayanıyordu. Atina okulları daha çok ritüellere, geleneklere dayanırken, Hypatia’nın İskenderiye’deki okulu eleştirel düşünce tarzına ve yeniliklere tamamen açık bir okuldu. 

   MÖ 3. yüzyıldan beri süregelen özgür düşünce sistemi, Hypatia’nın okulundan sonra yerini korku ve endişeye bıraktı. Bir taraftan Paganlar, diğer yandan Hristiyanlar tarafından olmadık tehdit ve baskılara maruz kaldı. Hypatia’nın her iki tarafın bağnazlıklarını reddeden duruşu, gittikçe büyüyen kutuplaşmayı daha da keskin çizgilerle ayırdı. Ama o gittiği yoldan bir an olsun geri adım atmadı. Bilimin ve aydınlanmanın yolu yanlış olamazdı. Ne pahasına olursa olsun bir fener misali ışık saçmaya devam etmeliydi. 

   Eski aydınlanmanın temsilcisi olan Hypatia, tüm tehdit ve baskılar sonucu, Pitolemais şehrinin putperest valisi Orestes’den yardım istedi ve himayesine sığındı. Rahip Cyril’in İskenderiye’ye başpiskopos olarak atanmasının ardından gerilim daha da arttı. İnsanların gözleri kör, kulakları duymaz olmuştu. Onlar için tek bir gerçek vardı; Hypatia bir şeytandı ve ortadan kaldırılması gerekiyordu. Ve bir gün, gittikçe büyüyen Hypatia karşıtları ve Rahip Cyril’in yandaşları tarafından kilisede hunharca katledildi Hypatia. Vücudundaki tüm kemikler kırılıp, etleri paramparça edilene kadar bu eziyet sürdü ve sonrasında da cesedi yaktılar. Tüm bunları yaparken en ufak bir endişe ve utanma duygusuna kapılmadılar. Bu bir kadındı, ona da aldırış etmediler. Kimseye zararı dokunmayan, karıncayı bile incitmemiş bir insandı, umursamadılar. Sadece şeytani olarak gördükleri kadından, daha doğrusu onun düşüncelerinden kurtuldular. Vurdular, vurdular, vurdular… Ve yaktılar. 

   Bir kadın dünyayı aydınlatmak için ışık oldu ama söndürmek için ellerinden geleni yaptılar.

   Bir kadın dünyayı daha güzel bir yer yapmak için canını ortaya koydu ama canını almak için her şeyi yaptılar.

   Bir kadın insanlara düşünmeyi öğretti ama o gerçekleri çürütmek için her türlü yalana başvurdular.

   Bir kadın insan aklının aynı zamanda onun kanatları olduğunu söyledi ama bu kanatları kırmak için seferber oldular.

   Bir kadın, insanın isterse her şeyi yapabileceğini gösterdi ama bunun olmaması için canlarını dişlerine taktılar.

   Bir kadın tüm bunlara rağmen söylediklerini gerçekleştirdi ve bunu da herkese gösterdi.

   Ve bunun ağır bir bedeli olacağını bile bile…

   Bir kadın tek başına karanlığa karşı durdu ama o karanlık, bir kadının varlığına tahammül edemedi.

   Tarih onları en karanlık sayfalarına gömdü ama o kadın bugün her sayfada insanların karşısında ve insanlara ışık olmaya devam ediyor. 

   Onun adı Hypatia.

   Bilimin ve aklın ışığı…

- Arif Tan -










Yorumlar

Popüler Yayınlar