HYPATIA

 ''Platon'un ruhu, Afrodit'in bedeni ebediyyen Hellas'ın güzel gözlerine çekildi'' Charles Leconte de Lisle

Karanlık çağa bilimiyle ışık olan Hypatia 360 yılında İskenderiye'de doğdu. Hypatia'nın yaşadığı zamanda İskenderiye'de Hristiyanlar, Paganlar ve Yahudiler din çatışması içindeydi. Hristiyanlık hızla yayılmakta ve eski Mısır kültürü dinine mensup olan Paganlar ile Yahudiler, Hristiyanlar tarafından zulüm görmekteydi. Mısır'da bulunan İskenderiye ticaret, keşif ve bilim alanlarında ünlüydü. İskenderiye, kütüphanesi ve üniversitesindeki bilimsel çalışmalarla büyük öneme sahipti. Hypatia tarafından Neoplatoncu felsefe okulu eklektik bakış açısını ilke edinerek kuruldu.

Maalesef o dönemde kız çocuklarına nadiren eğitim veriliyordu. Hypatia, matematik ve felsefe ile ilgilenen aynı zamanda İskenderiye Üniversitesi'nde hocalık yapan babası Theon sayesinde eğitim aldı. Theon Hypatia'nın çok çeşitli alanlarda gelişmesini sağladı. Hypatia; matematik, astronomi, geometri, felsefe, el sanatları, şiir, hitabet, müzik gibi farklı alanlarda yetişti. Özellikle babasının "Düşünceleri sorgula, düşün ve süz" üçlemesi kızının zihnini genişletti. Günün belli saatleri spora ayırarak bedensel gelişimine de önem verdi. Hypatia eğitim görmek için İskenderiye dışına da çıkmıştır. Atina'da matematiğiyle ünlendikten sonra İskenderiye'ye geri döndü. İskenderiye'de saygı ve büyük hayranlıkla karşılanan Hypatia resmi kurumları ziyaret etti ve dönemin yetkili kişileriyle görüşüp Neoplatoncu felsefe okulunu kurdu. Hypatia felsefe okulunda Aristo ve Platon üzerine dersler verdi, ünlü matematikçilerin kitaplarını yorumladı. Hypatia zihnini geliştirmesi sonucu sahip olduğu soğukkanlılıkla yargıçların varlığında halkın arasında görünmekten çekinmez ve dönemin patriarkal baskısı nedeniyle sadece erkeklerden oluşan meclislerde bile kendini rahat hissederdi. Çünkü öğretisine, bilime ve kendisine güvenirdi. Hypatia'nın Neoplatonculuğa yönelmesinde Platon gibi rasyonel düşüncenin gücüne inanması etkilidir. Neoplatoncu felsefe okulu farklı farklı inanç ve felsefi görüşten herkese açık olduğu için Asya'dan, Avrupa'dan, Afrika'dan öğrenciler Hypatia'dan ders almak için İskenderiye'ye geldi. Aynı zamanda bu okulun misyonu farklılıkları zenginlik olarak görmek ve bilgiyi topluma aktarma çabasıydı.

''Çünkü buradaki bilim insanlarının derdi yıldızlardı, evrendi, doğa yasalarıydı, insanın anatomisiydi. Diğerleri yaşadıkları toplumun ekonomi-politik-dinsel kabullerine karşı çıkmamıştı.”


Hypatia'nın ailesi Pagan olmasına rağmen kendisi mitlere ve körü körüne inanışlara karşı temkinliydi. Hatta bunu sözleriyle de ifade etmiştir: ''Masallar masal diye, efsaneler efsane, mucizeler şiirsel fantezi diye anlatılmalıdır. Boş inançları gerçek diye öğretmekten daha korkunç bir şey olamaz. Çocuk aklı bunları kabul eder ve çocuk yanlış şeylere inanır. Bu yanlış inançlardan arınmak çok zor olur, uzun yıllar alır. İnsanlar boş inançlara bir gerçekmiş gibi inanıp uğruna dövüşürler. Hatta boş inançlar uğruna daha fazla dövüşürler, çünkü boş inanç öylesine elle tutulmazdır ki çürütülmesi neredeyse olanaksızdır." Bu sözleri o dönemde yankı bulmuştur ama aslında Hypatia mitlere olan körü körüne inanışa karşıydı.

Hypatia'nın astronomi, matematik ve fizik alanında çeşitli aletler tasarlamış ve çalışmalar yapmıştır. Sıvıların yoğunluğunu ve özgül ağırlığını ölçen hidrometre, suyun altındaki nesnelere bakmak için kullanılan hidroskop, Güneş ve yıldızların konumunu hesaplamak için kullanılan bir çeşit usturlap tasarlamıştır. Appolonius kesitlerini gösteren astronomik tablo oluşturmuş, gökyüzündeki cisimleri sınıflandırmıştır. Hypatia doğayı mantık, matematik ve deneylerle açıklamaya çalışmıştır. Matematik ve astronomi alanında kitaplar derlemiştir. Aritmetik üzerine 13 ciltlik bir yorum, Diyophantus'un Aritmetika eseri üzerine yorum ve eleştiri, Apollonius'un Konik'leri üzerine yorum, Ptolemy'nin Almagest'i üzerine düzenleme, Diophantus'un denklemleri üzerine inceleme, babası Theon'un yazdığı "Öklid'in Elementleri" adlı eser üzerine düzenleme yapmış, Astronominin Kanunları kitabını yazmıştır. Eğer Hypatia'nın çalışmaları ve kitapları olmasaydı Ptolemy, Öklid ve diğer Yunanlı matematikçilerin eserleri günümüze ulaşamayacaktı. Babasıyla birlikte ortaya çıkardıkları, canlandırdıkları bilgileri öğrencilerine aktardılar. Hypatia çok büyük bir öğrenci kitlesine sahipti, çünkü Hypatia öğrencilerin ufkunu genişletip ayrıntıları ve önemli noktaları fark etmelerini sağlıyordu. 

''Hayat gizemlerin çözülmesidir. Daha ötelere yolculuk ettikçe daha fazla gerçeği idrak ederiz. Kapımızın önündeki şeyleri anlamaya çalışmak, daha ötelerde yatanları anlamak için en iyi hazırlıktır." Hypatia

Roma İmparatorluğu hızla Hristiyanlaşıyordu ve Roma kenti olan İskenderiye'ye din görevlisi olarak Cyril atandı. Cyril dini gücün yanında siyasi güç de elde etmek istiyordu. Bu yüzden Mısır valisi Orestes'i kendine rakip olarak gördü. Orestes aynı zamanda Hypatia'nın arkadaşı ve öğrencisiydi; bilimsel, siyasi konularda Hypatia ile görüşüp fikirlerini almaktaydı. Bunu fark eden Cyril, Orestes'in İskenderiye'nin yönetimini kendisine bırakmamasındaki en büyük engel olarak Hypatia'yı gördü. Hypatia'yı ortadan kaldırmak için özellikle onun kadın olmasını kullanan Cyril, İncil'den alıntılar yaparak kadın düşmanlığını kışkırttı. "Kadın sessizliği ve uysallığı öğrenmelidir. Kadının ne ders vermesine ne de erkeğin üzerinde yetki sahibi olmasına izin vereceğim. Suskun olacak ve sessiz kalacaktır çünkü önce Âdem, sonra Havva yaratılmıştır". Aynı zamanda kadınları alt sınıf bir birey olarak gören Cyril, kadın olan Hypatia'nın bilimle uğraşmasını ve okulda dersler vermesini hazmedemiyordu. Bu nedenlerden dolayı Cyril elindeki dini gücü kullanarak Hypatia'ya iftira attı. Hypatia'nın şeytan, din düşmanı ve ''tüm zamanını büyüye, usturlaplara ve müzik aletlerine adayan bir büyücü” olduğunu iddia ederek halkı kışkırtmaya başladı. Cyril'in iftiraları nedeniyle Cyril taraftarı Hristiyanlar Hypatia'ya karşı nefret duydu. Bir gün sayıca fazla olan bağnaz bir grup Hypatia'nın içinde bulunduğu tekerlekli arabayı durdurup onu zorla arabadan indirdiler. Saçlarından tutarak sokaklar boyunca sürüklemeye başladılar. Hypatia'yı sürükleyerek kiliseye getirdiler ve sahanlığın zemininde kırık kiremit ve çömlek parçalarıyla öldüresiye dövdüler, vahşet bununla sınırlı kalmadı; derisini istiridye kabuklarıyla soydular, etlerini parçaladılar. Gözü dönmüş katil bağnazlar en son Hypatia'nın bedenini şehir duvarlarının dışına taşıdı ve orada yaktılar. Voltaire bir yazısında bu olaydan ''papaz tıraşlı köpeklerin işlediği hayvanca bir cinayet'' diye söz etmiştir. Karanlık çağa bilimiyle ışık olan Hypatia'yı böyle söndürmeye çalıştılar. Ama ışığının çağlar atlayıp günümüzü aydınlatmasını engelleyemediler. Hypatia'nın bu acımasız ve trajik sonu aynı zamanda İskenderiye'deki bilimin de sonu oldu. Bağnaz gruplar tarafından felsefe okulu öğrenciler dağıtıldı ve Neoplatoncu felsefe okulu kapatıldı. İskenderiye'deki bilim ışığı karanlığa boğuldu. Hypatia'nın katledilmesinin ardından Hristiyan Kilisesi, olayı örtbas etmek için yazılı tüm eserlerini yok ederek bu suçu gizlemeye çalıştı. Dahası, İskenderiye Kütüphanesi'ndeki bütün eserler yakıldı. Bu nedenle Hypatia'nın günümüze ulaşan eseri bulunmamaktadır. Hypatia'nın düşünceleri ve çalışmaları onun eşsiz bilimine tanıklık eden öğrencileri tarafından derlenmiştir. Hypatia'nın yaşayan mirası öğrencilerine geçmiş sözleridir: ''Düşünme hakkınızı koruyun, yanlış düşünmek bile hiç düşünmemekten iyidir.''

''Bağnazlığın kurbanı bu genç kadın vahşi erkekler tarafından yok edildi. Aydınlık, eşit bir dünya için onun adını anmadan olmaz.'' 

  Voltaire

- Anna -


Çizim topluluğumuzdaki Nisa İncelerli'ye aittir.


Yorumlar

Popüler Yayınlar