EKİM GÜNÜ

   Sevgi bütün gün boyunca çalışmıştı. Verimli bir çalışma olmuştu olmasına ama yoğun geçmesinden dolayı zihni yorulmuştu. Yorgunluğu üzerinden atmak için uzanmıştı ki tatlı bir ışık hüzmesi pencereden girip gözünü kamaştırmıştı. Güneş gözünü kamaştırmayacak bir pozisyona girip gökyüzüne bakınca görmüştü yavaş yavaş akıp giden bulutları. Bembeyaz , pamuğu andıran bulutlar onu sanki dışarı çağırmışçasına bir enerji kapladı içini. Doğruldu ve gidip hoş kıyafetler giydikten sonra kapıyı açtı. Kapı açılır açılmaz parlak sonbahar güneşi vücuduna vurdu. Güneş hafiften bedenini ısıtıyordu fakat rüzgardaki serinlik onu ılık tutuyordu. Berrak güneş ışığı çevreyi olduğundan daha canlı gösteriyordu. Sanki bir ressam “Şuraya da hafif bir turuncu ekleyelim” demişçesine bir turuncuya çalma hissetti karşıdaki ağaçlarda. Kapıyı kapatıp sokaktan yukarıya doğru hafif bir tempoda yürümeye başladı. 

   Birçok evin önünden geçti , birçok ağacın altından geçerken süzülüp düşen yaprakları seyretti. Güneş ufuk çizgisine yaklaştıkça bulutlar ve uzaktaki ormanlar kızıla bürünmeye , havadaki ılıklık yerini serinliğe bırakmaya başlamıştı. Biraz soluklanmak ve manzarayı seyretmek için bir banka oturdu. Güneş tam karşısında turuncu bir top gibi gökte duruyordu. Güneş yüzüne vursa da gözleri kamaşmıyordu. Gökte güneşin üzerindeymiş gibi görünen bulutlara çarptı gözü. Altları kızıl , üstleri mor bir boyayla boyanmış gibi capcanlı renklere bürünen bulutlar... Kim bilir nerelerde ortaya çıkıp gökyüzünde süzülmeye başlamışlardı. Artık daha fazla nem tutamayıp kim bilir nerelerde yağmurlar akıtacaklardı. Ne kadar güzel diye düşündü. Denizler , göller sularını gökyüzüne veriyorlardı , gökyüzündeki bulutlarda uzak topraklara taşıyordu suyu. “Ne kadar cömert bir dünya” diye düşünürken kafasına üstündeki ağaçtan bir yaprak düştü. Elini atıp yaprağı çekti ve şöyle bir bakındı. Kim bilir bu ağaçta filizlenip sararan kaçıncı yapraktı bu. Düşen yaprakların tekrardan toprağı beslemesi geldi aklına. “Ne kadar tuhaf bir döngü” diye düşündü. 

    Güneş tamamen batmış havadaki serinlik soğuk denilecek seviyeye gelmişti. Banktan kalktı ve geldiği yoldan geri dönüş yoluna koyuldu. Önünden geçtiği evlerde ışıklar açılmış , insan sesleri çoğalmaya başlamıştı. Sevgi bir an önce evine yetişmek için adımlarını hızlandırırken bir Ekim günü daha bitiyordu...

                                                                                                    - Necessary Works-




                                                                                    

Yorumlar

Popüler Yayınlar