KİVİ ÇAYI
*Bu yazıdaki tüm kişi, kurum, kuruluş ve genel olarak her şey (kivi çayı hariç) tamamen hayal ürünüdür*
Ortam: Rastgele girdiğim bir kahvede, rastgele oturduğum bir masa
Kişiler: Ben, Hulusi Bey ve Kahve ahalisi
Kişiler: Ben, Hulusi Bey ve Kahve ahalisi
Ben kivi çayı içmekteyim (yeşil ve
çok şekerli olan). Masalardan biri beni aralarına almış sağ olsun (okeye
dördüncü arıyorlarmış zaten). Enfes bir performans sergiliyor, okeye dönüyorum*
bir noktadan sonra. Okey dışarı** anında da tabii gaza geliyorum. Şahlanıyor,
kükreyerek ayağa kalkıyorum. Istakalar bir yana, çay bardakları öbür yana.
Herkesin sorgulayan bakışları altında, tiradıma başlıyorum,
“Gittiğim yolu değiştirmem için,
Yaşadığım sürece vaktim var
Ve ben kolay yoldan gitmeyeceğim!
Kahve ahalisi: *gülüyor*
Yoldan korkmayacağım,
(neler getirdiğini görmem gerek)
VE evrende parçacıklarım
Elbette savrulacak!
Kahve ahalisi: Ne diyor bu?
Ama ne olursa olsun
Rüzgar beni taşıyacak!..
Kahve ahalisi: İyi değil herhalde bu çocuk
Ne olursa olsun,
Yeni gün elbet
Sabredenleri üzerine doğacak!!!”
Kahvedekiler: Hulusi abi bir yardım et de
çocuğu çıkaralım
Ve tiradım kahve sahibi Hulusi Bey tarafından
sonlandırılıyor. Sıkıntı yok, zaten ben de bitirmişim. Oluyor tabii bazen böyle
şeyler. Geçen de pazar yerinde biraz tartaklamışlardı. Herhalde ben de biraz
fevri davrandım. Neyse; ayağa kalkıyor, üstümü başımı düzeltiyorum. Toz toprağı
iyice silkeledikten sonra, yoluma devam ediyorum…
*Okeye dönmek: Okey oynarken yapılabilecek havalı, ancak bir o kadar da tehlikeli hareket. Muazzam bir öz güven gerektirir. Uçta yaşamayı sevenler için
**Okey dışarı: Okeye dönmenin başarılı sonucu. Bunu yapabilenler gerçekten kendini kanıtlamış olur.
-yüce honos
Yorumlar
Yorum Gönder